Haber

Maltepe Belediye Başkanı Kılıç: Partide aynı dili konuşmuyoruz

İSTANBUL – Sandık yaklaşık 100 gün önce depoya konuldu ancak yaklaşık 200 gün sonra, çok fazla tozlanmadan tekrar vatandaşların kullanımına sunulacak. Mart 2024’te yapılması beklenen yerel seçimler muhtemelen 21 yıllık AK Parti döneminin en hareketli yerel seçimleri olacak. AK Parti, başta İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin ve Adana olmak üzere 2019’da kaybettiği kentleri geri almak istiyor. 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki yenilginin ardından dağınık bir görünüm sergileyen muhalefet, 2019’da ismi açıklanmayan ittifakla kazandığı yerleri elinde tutmaya çalışacak.

Muhalefetteki dağınıklığın 28 Mayıs akşamı kesinleşen sonuçların ardından CHP içindeki tartışmalarla başladığını söylemek yanlış olmaz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘değişim’ yolunda hem destekçileri hem de muhalifleri vardı. Tartışmaları başlatan İmamoğlu, en azından CHP Genel Başkanlığı meselesine ilişkin son noktayı koyarak, “Ben İstanbul’a gidiyorum” dedi.

İmamoğlu’nun bu açıklaması bazı çevreler tarafından ‘uzun vadeli planlama’ olarak değerlendiriliyor. Bazıları da İBB Başkanını ‘yeterince cesur olmamakla’ eleştiriyor. 100 yıllık parti CHP içinde başlayan ‘değişim’ tartışmalarının yerel seçim sonuçlarına nasıl yansıyacağı mart ayında belli olacak.

Hem Deniz Baykal döneminde hem de Kemal Kılıçdaroğlu döneminde partide görev yapmış bir isim olan Ali Kılıç ile CHP içindeki tartışmaları konuştuk. 2014 yılından bu yana Maltepe Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Ali Kılıç’a göre ‘değişim’ sadece bir kelimeden ibaret olmamalı. Tecrübeli siyasetçi Kılıç, CHP’de ‘radikal zihniyet’ değişimine işaret ediyor.

Kılıç’ın en çok şikayetçi olduğu konu ise partinin üst kademelerinin aldığı kararların bazı il ve ilçe teşkilatları tarafından gereği gibi benimsenmemesi ve seçmene aktarılmaması.

Yeniden Maltepe belediye başkanı olmak istediğini belirten Kılıç, 25 bin kişiye istihdam yaratacağını belirttiği MEXPO projesi için bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşerek ikna ettiğini anlatıyor.

Deniz Baykal’ın döneminin Merkez Yönetim Kurulu üyesi, Kılıçdaroğlu’nun ilk döneminin başdanışmanı, mevcut Maltepe Belediye Başkanı ve genel merkez ve seçmen izin verirse yerel seçimlerde yeniden aday olmak isteyen aday Ali Kılıç’ın sorularımıza yanıtları sorular aşağıdaki gibidir:

‘CHP’DE NESİL DEĞİŞİMİ BAŞLADI’

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından CHP’nin ve siyasetin bir numaralı gündem maddesi ‘değişim’ oldu. Ekrem İmamoğlu daha sonra bir adım geri çekilerek ‘Ben İstanbul’a gidiyorum’ dedi. ‘Değişim’ bazı il ve ilçe teşkilatlarında da karşılık buldu. Bir dönem Kemal Kılıçdaroğlu’nun A kadrosunda yer almış biri olarak değişim konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değişmeyen bir kural vardır o da değişimdir. Hayat devam edip koşullar değiştikçe, değişim yine de ya da sizin isteğiniz doğrultusunda gerçekleşir. Veya kendini sana dayatıyor. CHP Türkiye’nin kurucu partisidir. 100 yaşında bir çınar ağacı. Dünyadaki 3-4 ana siyasi partiden biridir. Değişimin olması, siyasetin dilinin değişmesi, siyasetteki analizlerin yeniden ele alınıp tartışılması kaçınılmazdır.

Kongre sürecimiz başladı, ilçelerde hazırlıklar yapıldı. En büyük değişimi buradan başlattık. Ne değişti? CHP’de kuşak değişimi başladı. Gençlik kollarındaki arkadaşlarımız ilçe yönetimlerini devraldılar. Bölge liderleri oldular. Bir siyasi hareket değişim istiyorsa bunu ilçe teşkilatlarından il başkanlıklarına kadar birçok konuyu tartışarak başarabilir. Ortak bir dil bulmamız lazım.

‘PARTİ TABANINDA KONULARIN TARTIŞILMASI DEĞİŞİMİ SAĞLIKLI HALE GETİRİR’

Sizce CHP’de böyle bir kültür var mı?

CHP’de bu kültür daha önce de vardı. Özellikle 1980 darbesinden sonra Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle yavaş yavaş bu durumdan uzaklaştığımızı söyleyebiliriz. Ancak bugün böyle tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Yani mülteciler konusunda Şırnak il başkanının bile Edirne il başkanıyla aynı dili konuşması gerekiyor. Samsun il başkanı ile Antalya il başkanının HES, fındık ve turizm konusunda aynı dili konuşması gerekiyor. Eğer partimiz aynı dili konuşamaz, aynı şeyi dile getiremezsek parti dışındaki seçmen tabanına ulaşmada sıkıntı yaşarız.

Sorunların aşağıdan yukarıya tartışılması gerekiyor. Her konunun öncelikle parti bazında tartışılmasının değişim sürecini sağlıklı hale getireceğini düşünüyorum. Aksi takdirde bu göreve gönül veren öğretmenlerimiz, akademisyenlerimiz, siyasetçilerimiz ve parti liderlerimiz bir araya gelecektir. Rastgele herhangi bir konuyu tartışırlar. Fikir birliğine varırlar. Ama önemli olan o kitapta yazılan programın içeriğinin en genç üye tarafından da kabul edilmesidir. Bunu başardığınızda değişim olacaktır. Yoksa bir kişi istemiş, beş kişi istemiş olacak. Peki parti tabanı bunu istiyor mu? O istemiyor mu? Eğer öyleyse, nasıl bir değişiklik istiyor? Direksiyonu sağa mı sola mı çevireceğiz?

‘AYNI DİLİ KONUŞAMIYORUZ’

CHP’ye ‘ideolojisi olmadığı, net bir siyasi duruşu olmadığı’ yönünde eleştiriler yapılıyor. 2017 referandumundan bu yana partiniz çeşitli siyasi yapıları yan yana getirebilecek bir konuma geldi. Deniz Baykal döneminde de MYK üyesi olarak, Kılıçdaroğlu’nun ilk yıllarında da Genel Başkan Başdanışmanı olarak görev yaptınız. Geçmişte genel merkezde bulunmuş biri olarak partinize yöneltilen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce partiniz değişim sürecini sol politikalara yükleyerek mi tamamlamalı?

CHP dün, 5 yıl önce kurulmuş bir parti değil. İdeolojisi olan bir parti. Bu ideoloji altı okla çok açık bir şekilde ifade edilmektedir. CHP kurulduğunda Türkiye’de göç sorunu yoktu. Türkiye’de farklı sorunlar vardı. Ama 100 yılda her konuda olduğu gibi sorunlarda da bir değişiklik oldu. Konular değiştikçe analiz önerilerinde de değişiklik olması gerekir. CHP her parti program toplantısında kendini yenilemek için bazı çalışmalar yapıyor. Gururla şunu söyleyebilirim: Mevcut siyasi partilerin ortasında tüm zorluklara rağmen demokrasiyi kendi içinde işletebilen tek parti CHP’dir. Mahalle heyetindeki seçimlerde sokak sokak çalışmaları ve mahalle mahalle görüşmeleri gerçekleştirildi. İlçelerde seçimler yapıldı. Ve CHP tabanında dayanılmaz bir demokrasi kültürü gelişiyor. Doğal olarak sorunlar da onunla birlikte değişiyor. Genç nesil geliyor. Z kuşağı artık yavaş yavaş CHP’de görev almaya hazırlanıyor. Nesil değişimi yaşanıyor. Ben CHP’nin sadece AKP’ye sorunlar karşısında karşı çıktığına inanmıyorum. AKP 20 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. Dolayısıyla muhalefet partisinin de onun yanlış politikalarını eleştirme sorumluluğu vardır. Ancak sadece AKP muhalefetinin bunun tersi olduğunu söylersek bu yanlış ve eksik olur.

CHP özellikle son 4-5 yıldır Türkiye’nin tüm kronik sorunlarına çözüm önerileri ortaya koydu. Bütün sorun şudur: Doğudan batıya tüm il yöneticileri ve parti teşkilatındaki üyelerimiz bir bütün olarak parti genel merkezimiz olan Genel Başkanımızın hazırladığı bu çalışmaları, programları ve analiz önerilerini kabul etmektedir. Üst düzeyde tartışılan, sonuçlandırılan ve piyasaya sunulan teklifler üyeler tarafından kabul edilmediği, okunmadığı ve tartışılmadığı için aynı dili konuşamıyoruz. Sorunun çözümüne yönelik öneriler var ve masaya yatırılıyor. Ancak ne yazık ki çözüm önerileri parti teşkilatında yeterince anlatılmadığı için ilçelerimizde, kırsal kesimlerimizde, kasabalarımızda, örneğin Karadeniz’in büyük bir bölümünde, İç Anadolu’da, CHP çok fazla seçmene ulaşamıyor. .

‘PARTİ ÖRGÜTLERİNİ ETKİNLEŞTİRMEMİZ GEREKİYOR’

Parti teşkilatlarınızın çalışmadığına dair bir eleştiriniz var mı? 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde birçok büyük şehirde muhalefet öndeydi. Ancak illerde fark açıkça hükümet lehineydi. Bu sonuçların temel nedeni parti teşkilatının çalışmaması mı?

Hiçbir parti örgüt çalışanına, il veya ilçe liderine haksızlık etmek istemiyorum. Her şehrin, her ilçenin, hatta her köyün farklı sorunu var. Dolayısıyla önemli olan oraya ulaşabilmektir. Buradan Konya Ovası hakkında yorum yapmam etik olmayabilir. Çünkü Konya İl Başkanı, oradaki teşkilat başkanlarımız ya da milletvekilimiz sorunu benden daha iyi biliyor. Sadece onları dinlememiz gerektiğini söylemeye çalıştım. Aksi takdirde İstanbul’da oturacağım, kitapları çevireceğim, notaları okuyacağım. Yanlış analiz yapmış olurdum. Bu nedenle bölgesel toplantılarda ağırlık vererek partiyi yeniden harekete geçirecek, o örgütlerdeki arkadaşlarımızı moralleri bozuksa, çaresizlikleri varsa, kırılganlıkları varsa, gitmişlerse harekete geçirecek bir yapının kurulması gerekiyor. parti ideolojisi ya da parti genel merkezine olan ilgileri zayıflamışsa. Bundan sonra parti politikaları orada tartışıldığında kabul edildiğinde mahalledeki komşularıyla, gittikleri her kahvehanede, gittikleri her manavda, her mahallede konuşarak partimizi daha doğru anlatabileceklerine inanıyorum. Şu anda seninle konuşurken otobüsle seyahat ediyorlar.

‘MEKSPO 25 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK’

Partinizdeki değişim tartışmalarından Maltepe’ye geçelim. Büyük bir kongre merkezi ve fuar alanı projeniz var. Maltepe’nin en temel ihtiyacı bu muydu?

MEXPO projesi sadece Maltepe’yi değil, Anadolu Yakası’ndaki 14 ilçeyi de kapsıyor. Tamamlandığında 25 bin kişiye istihdam yaratacak. 250 bin metrekare kapalı ve aynı miktarda açık alana sahip olacak. Her kesime yönelik fuarlar düzenlenebiliyor. Önemli bir sirkülasyon olacak. Dünyanın hangi şehrinde veya kasabasında fuar alanı varsa aslında belli bir ekonomik eşiği aşmıştır. Böyle bir projenin Anadolu Yakasında hayata geçmesiyle İstanbul’umuz kazanacak. İstanbul’dan 2,5-3 saatlik uçuşlarla 50-55 ülkeye ulaşabiliyoruz. Fuar organizasyonu konusunda dünyada bir numara olan Almanya’da iş gücü çok değerli. Ayrıca Asya ve Afrika’dan gelen insanlar bu fuarlara katılmakta zorluk çekiyor. Ancak Türkiye’de bu dezavantajlar yok.

Türkiye’ye daha kolay erişimi fırsata dönüştürmek istiyorsunuz…

Almanlara ve Avrupalılara baktığımızda Ortadoğu’nun Türkiye dışında hiçbir şehrine gönül rahatlığıyla yatırım yapamıyorlar. Çünkü her zaman kaynayan bir kazan vardır. İstikrar yok. Dolayısıyla Türkiye, fuar organizasyonunda Avrupa ile Asya ve Orta Doğu bölgeleri arasında köprü görevi görebilir. Hem Avrupa için gerekli olan Schengen vizesinin zorluklarını hem de Türkiye’deki işgücü için daha uygun koşulları göz önüne aldığımızda bu proje daha da anlamlı hale geliyor. Aslında bu proje bir Türk projesidir, milli bir projedir.

‘SAYIN BAŞKANIMIZ PROJEYİ KABUL ETTİ’

Bu proje için Ankara’dan izin alabildiniz mi?

Elbette. Projenin fizibilitesini belirledikten sonra ilk yaptığımız işlerden biri konuyu Sayın Cumhurbaşkanımıza iletmek oldu. Bu kapsamda çeşitli toplantılarımız oldu.

Doğrudan temas kurdunuz mu?

Kesinlikle.

Cumhurbaşkanı, CHP’li belediye başkanlarına atama konusunda biraz dar görüşlü davranıyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu bu konudan çok şikayetçiydi…

Bunu bilmiyorum. Sonuçta sunmaya çalıştığım proje bir Türkiye projesiydi. Milli ekonomimize önemli katkı sağlayacak bir proje. Sabiha Gökçen’e yakınlığı, Ankara-İstanbul hızlı tren sınırına yakınlığı, İzmir otoyoluna yakınlığı, TEM’i, Avrasya Tüneli’ne uzaklığı, geçmek isteyenler için toplu taşıma kolaylığı gibi faktörleri göz önünde bulunduran değerli hocamız, Başkan projeyi kabul etti. Daha sonra o dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Sayın Murat Kurum bizi bakanımıza yönlendirdi. Genelkurmay’ımızla görüştük, Savunma Bakanımızla görüştük. En son Resmi Gazete’de bu 30 dönümlük arazi fuar alanı olarak tahsis edilmişti. Ekonomik krizlerden dolayı henüz temel atma aşamasına gelmedik. Ancak bu krizi bir an önce atlattığımızda, krizden kurtulduğumuzda Türkiye’nin Mexpo ile çok keyifli bir projesi olacağına inanıyorum. Hem İstanbul’a hem de Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacağız.

Madem bu kadar uzun vadeli bir projeden bahsediyorsunuz, en azından bir dönem daha aday olmaya niyetli olduğunuzu anlıyorum…

Evet, bir kez daha Maltepe’de çalışmak isterim. Bazı normal koşullar var. Sonuçta partinizin önce sizi aday göstermesi gerekiyor. Vatandaşın size esas vermesini sağladıktan sonra sandık başına gideceksiniz. Umarım bir dönem daha Maltepe halkına kesintisiz hizmet verebilirim.

‘ŞÜPHESİZ İBB BAŞKANI BİRLİKTE ÇALIŞMAK İSTEDİĞİ İNSANLARI TAVSİYE EDEBİLİR’

Uzun vadeli projeler planlıyorsunuz ama bir yandan da kulislerde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’un tüm ilçelerinde CHP Genel Merkezi’nden aday gösterilecek adayların belirlenmesi sürecinde söz sahibi olmak istediği konuşuluyor. Eğer bu CHP Genel Merkezi tarafından kabul edilirse İmamoğlu’nun Maltepe konusundaki birikimi ne olacak sizce?

Önderimiz Ekrem 25 yıl sonra İstanbul’un anahtarını aldı. Bu bizim için bir gurur anıtıdır. Dolayısıyla İstanbul’un geldiği günden bugüne kronik kangren haline gelen birçok temel meselesine dair analizler üreterek çok değerli aralıklar kat ettik. İstanbullu seçmenin, liderimiz Ekrem’in İstanbul’u yönetme yeteneğini sağduyuyla takdir edeceğini ve bu nedenle ikinci dönem adaylığıyla İstanbul’u liderimiz Ekrem’e teslim edeceğini düşünüyorum. Kuşkusuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı birlikte çalışmak istediği arkadaşlarını önerebilir. Parti içinde etkin olabilecek analizler üretebilecek yerel yöneticilerin iradesini belirleyebilir. Bunu genel merkezimizle istişare ederek yapacaklar. Daha önce de olmuştu. Bundan sonra da devam edecek. Parti kadrolarının İBB grubuyla bir araya geldiklerinde İstanbul için en sağlıklı değerlendirmeyi yapacaklarından hiç şüphem yok. Hiçbirimizin kişisel çıkarları burada söz konusu değildir. Burada toplumsal çıkarları toplumsal barışı hızlandıracak çalışmaları ön plana çıkarmamız gerekiyor. Dolayısıyla CHP Genel Merkezi ve İBB lider adayı o dönemde kim varsa onunla birlikte bu kararı verecek.

‘HİÇBİR MÜLTECİ TÜRKÇE BİLMEDEN BURADA YAŞAMAMALI’

Uzun yıllardır Almanya’da yaşıyorsunuz. Buradaki uygulamalarınıza bakıldığında Türkiye’deki göçmen meselesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de 10 milyona yakın göçmenin olduğu iddia ediliyor. Maltepe de bunun sonuçlarını mutlaka yaşıyor. Göç konusunda ilçede ne gibi adımlar atıyorsunuz?

Maltepe’de çok fazla Suriyeli göçmen yok ama Ukrayna-Rusya savaşından sonra ilk yaptığım şeylerden biri Anadolu Yakası’na yerleşen, savaş nedeniyle oradan kaçıp ülkemize sığınanların, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ne yönlendirildi. Çocuklar savaştan etkilendikleri için onlara manevi destek verdik. Hızla yetişkinlere Türkçe öğretmeye başladık. Çünkü bu insanların sorunlarını çözebilmeleri için benimle konuşmayı kabul etmeleri gerekiyor. Bu yaptığımız ilk şeydi. Bana göre bunun Türkiye’nin birçok yerinde uygulanması gerekirdi. Bana göre hiçbir mülteci Türkçe bilmeden burada yaşamamalı.

Bütünleşmenin temel kuralının bu olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Kesinlikle. Bu işte uyum ve bütünleşme çok değerlidir. Bunu yaparsanız sorun çözülecektir. Almanya’da bir sistem var. Eğer 1000 saat Almanca dersi alamıyorsanız, o sınavı geçemezseniz Almanya’da asla çalışma izni alamazsınız. Bu 1000 saat sadece Almanca öğretmekle kalmıyor. Almanya’nın tarihini ve kültürünü öğretiyor. Dolayısıyla yavaş yavaş Almanya ile bütünleşiyorsunuz. Türkiye nüfusunun neredeyse tamamı göçmen durumundadır. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, batıdan doğuya… Her türlü göç var. Orta Asya ve Balkanlardan gelenler var. Ayrıca 6-7 milyon kişiyi de Avrupa’ya işgücü olarak gönderdik. Ancak bu ülkede hâlâ Göç ve Uyum Bakanlığı yok.

Önce bu adım atılmalı mı?

Bu sorun Yurtdışı Akrabalar Topluluğu falan ile çözülemez. Kesinlikle bir bakanlığın olması gerekiyor. Şu anda 10 milyon göçmen nüfusumuz var. İsteseniz de bu insanların hepsini toplayıp gönderemezsiniz. Çoğu evlenecek, aile kuracak ve ayrılmayacak. Tıpkı Almanya’ya gidip yerleştiğimiz gibi. Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz. Sorunu biliyoruz. Bu sorunun çözümü için atılacak adımları bekliyoruz. Bu nedenle Göç ve Uyum Bakanlığı kurulmalıdır. Türkiye bu sorun kronikleşmeden kurtulabilirse emniyetimizi rahatlatır, MİT’i rahatlatır, sağlık sistemini rahatlatır, devlet organlarını rahatlatır. Hepimizi rahatlatıyor. Bu insanları bariyerler örerek tutamayız. Bu insanlar geldi. Oradaki savaş bitecek, insanlar geri dönmek isteyebilir. Yatırımları var, evleri var, o başka bir şey. Ama şu anda 10 milyon civarında bir göçmen kitlesiyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçek var. Göç ve Uyum Bakanlığı’nın kurulması konusunda hem hükümetin hem de muhalefet partilerinin mutlaka ortak bir temelde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.

selcuklu-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort